- anlaşılmayan
- непоня́тный
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
bulanık — sf., ğı 1) Bulanmış olan, duru olmayan Koltuğuna oturdu, Haliç in bulanık sularına daldı. F. R. Atay 2) Bulutlu, kapalı (hava) 3) Açık seçik görünmeyen, net olmayan Bulanık görüntü. 4) Donuk, anlamsız, fersiz (bakış) Dimdik oturuyor, bulanık ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
efendim — ünl. 1) Bir sesleniş karşısında buradayım anlamında kullanılan bir söz Hasan! Efendim! 2) Anlaşılmayan bir sözü tekrarlatmak için söylenen bir söz Ne, ne, ne, ne dediniz efendim! 3) Karşı çıkma, paylama cümlesini pekiştirmek için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fanfan — sf., hlk. Konuşması çok iyi anlaşılmayan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
fanfin — is., hlk. Anlaşılmayan bir dille konuşmak anlamında kullanılan fanfin etmek birleşik fiilinde geçen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gizli — sf. 1) Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı Gizli kapı. Gizli çekmece. 2) Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur İki komutan arasında o gün gizli bir anlaşma yapıldığı söylentisi çıkmıştı. H. Taner 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
içyüz — is. Herkesçe bilinmeyen, anlaşılmayan ve görünenden büsbütün başka olan neden veya nitelik, mahiyet, zamir, künh Bu işin içyüzünü dostlarımızın bize gösterdikleri telgraf haberlerinden yeter bir vuzuh ile öğrenmekte gecikmemiştik. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meçhulat — is., ç., esk., Ar. mechūlāt Bilinmeyen, anlaşılmayan şeyler, meçhuller … Çağatay Osmanlı Sözlük
muamma — is., Ar. muˁammā 1) Bilmece Eski kadınlar, çocukların zihinlerini bilmek için muammalara başvururlardı. A. Rasim 2) ed. Âşıklık geleneğinde manzum bilmece 3) mec. Anlaşılmayan, bilinmeyen şey Ruhu uykuda farz ettiğim kadın bana pek yaman bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık söylemek — 1) anlaşılmayan yön bırakmadan anlatmak 2) çekinmeden söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allahın hikmeti — beklenmeyen, sebebi anlaşılmayan veya şaşılan şeyler için kullanılan bir söz Allahın hikmeti, kayanın içinde kocaman bir ağaç bitmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
qıdır-mıdır — (Qubadlı) anlaşılmayan, başa düşülməyən danışıq. – Dərədən keçəndə bir qıdır mıdır eşitdim … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti